GZone Dergi sağlık editörü Ata Yüce, Kasım 2017 sayımız için YEME BOZUKLUKLARININ LGBT DÜNYASINDAKİ YAYGINLIĞI’nı konu edinen bir yazı kaleme aldı.
İşte bu çarpıcı yazı:
Dünyada en yaygın görülen 3 tane yeme bozukluğu vardır. Bunlar anorexia nervosa, bulimia nervosa ve ‘binge eating’ yani bir seferde oturup tıkınırcasına yemek yemektir. Bu hastalıklar denilence akla genellikle genç kadınlar akla gelmektedir; fakat bu hastalıkların görülme sıklığı LGBTİ bireylerde de sıktır.
Bu üç hastalığı birbirinden ayıran belli başlı özellikler vardır. Anorexia hastalığına sahip bireyler genellikle çok az miktarda yemek yerler ve vücutlarının hep kilolu göründüklerinden şikayetçidirler, bunun aksine bulimia hastalığına sahip bireylerin ise genellikle kiloları normaldir ve genellikle yemek yedikten sonar kusarlar ve lavman gibi yöntemleri sık kullanırlar. Buna ek olarak, bazı dönemlerde aşırı miktarda egzersiz takıntıları da olabilir. Son olarak tam türkçe karşılığı olmayan “binge eating” aşırı yeme bozukluğu ise tek seferde oturup tıkınırcasına yemek yemek olarak tanımlanabilir. Bu kişiler genellikle aşırı miktarda yemek yiyerek stresle başa çıkmaya çalışırlar. Bu sağlık sorunlarına sahip olan bireyler toplumun her kesiminden olabilir ve bunu duygusal, biyolojik, davranışsal, kişiler arası birçok etken etkilemektedir.
Bu 3 hastalık LGBT+ bireyler arasında oldukça yaygındır. Okulda zorbalığa uğrayan, açılma ‘coming out’ sürecinde ailesinden destek görmeyen bireylerde, iş hayatında ayrımcılığa maruz kalanlarda ise daha da yüksektir. Amerika’da yaşayan evsiz bireylerin %42’si kendisini LGBT+birey olarak tanımlamaktadır ve aralarında yemek bozukluğu ve obezite görulme sıklıği oldukça yüksektir. Ayrıca, LGBT bireyleri dışlayan kültürlerde de LGBT+ bireyler arasındaki yeme bozukluğu oldukça yüksektir. Ne yazık ki, bu konuda yapılmış çalışmalar oldukça sınırlıdır.
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, lezbiyen bireyler arasında sık görülmese de özellikle eşcinsellerde anorexia görülme sıklığı oldukca yüksektir ve eşcinsellerde müshil ve diyet haplarının kullanımı normal popülasyona göre oldukça yüksektir.
Bu durumlarda kişinin kendi başına durumun üstesinden gelmesi oldukça zordur ve çoğu zaman kişi bu durumun hastalık olduğunun farkında değildir. Bu yüzden kişinin çevresinde bulunanlarının, kişiyi profesyonel bir sağlık kurumuna yönlendirmeleri büyük önem taşır. Bu rahatsızlıkların görüldüğü kişilerin mutlaka çoklu disiplinlerin bir arada olduğu bir tedavi şekliyle tedavi edilmeleri gerekir.
GZONE DERGİ KASIM 2017 SAYISI’nın tamamını aşağıdaki görsele tıklayarak okuyabilirsiniz.