Tarihler bugün 5 Haziran’ı gösteriyor ve yaz ısrarla gelmiyor. Sebebi nedir bilmiyorum ama akla son derece yatkın bir teorim var: Henüz bir Demet Akalın albümü çıkmadı. Son 10 yılı düşünecek olursak şarkılarıyla yazı getiren kadın Demet Akalın enerjisi, tatlılığı ve dinleyicisine her daim beklediğini veren istikrarı ile aslında her mevsimin kadını ve bizim gerçek kraliçemiz. Model olarak başladığı kariyerinde, günümüzün en büyük pop ikonlarından biri olmayı başaran Akalın’ın hikayesini şöyle biraz geriye alalım…
1996 yılında çok enteresan bir şey oldu ve manken Demet Akalın şarkı söyledi. Tabi ilginç olan ve kimsenin beklemediği şey; bu kızın şarkıyı (“Sebebim”) gayet iyi söylemesiydi. Şarkı bugün klasik sayılan iyi bir şarkıydı orası ayrı ama Demet şarkıyı taşımıştı. O gün bugündür, 2000 yılına kadar verdiği 4 senelik ara haricinde, kendi söz/bestelerini seslendirmeyen şarkıcılar için sahip olunması gereken belki de en önemli özellik olan patlayacak şarkıyı anında hisseden kulağı (ya da hit kokusunu 100 metreden alan burnu) sayesinde sayısız hiti sırtladı.
“Sebebim”in arkasından gelen “Senin Anan Güzel mi?” basit bir şarkıydı basit olmasına ama Demet Akalın’ın tüm kariyerinin temelini oluşturacak bir şeyin altını çiziyordu: Demet bizim mahallenin kızıydı, aklına gelen ağzındaydı, eğri oturur doğru konuşurdu. Demet’in karizması tamamdı. Görüntüsü modellik geçmişinden dolayı zaten cepteydi. İhtiyaç olan yetenekli besteciler, söz yazarları ve aranjörlerdi ve bugüne kadar liste başı olan şarkılarının yarısından fazlasını yaratan adam Ersay Üner’in hayatına girişiı çok ciddi bir adımın atılmasını sağladı. Çünkü Ersay, Demet’i çok iyi anlayabildiği gibi, hislerini sanki Demet yazmış kadar iyi aktarabiliyordu (ya da Ersay’ın sözlerinde Demet tamamen kendisini buluyordu, bu uyumun sırrına erişmiş değilim). Ortaklığın 2003 yılındaki ilk albümü “Unuttum”, Nalan’a ait isim şarkısı ve Ersay’ın “Gazete”si ile zirveye doğru giden basamakların birincisini oluşturdu.
1 yıl sonra gelen “Banane” ise Demet’in sonradan sayısı milyonları bulacak hayran kitlesini toplanmasını sağladı. Bu albümden çok akıllıca bir yöntemle tam 8 şarkı videolandı ve hemen hepsi dile dolandı. Ön plana çıkaracak olursak Serdar Ortaç’ın en iyi şarkılarından “Bittim”, zamanının çok ötesinde düzenlemesi ile “Aşkın Açamadığı Kapı”, kanımca popun en seksi videolardan birine sahip Yıldız Tilbe coverı “Vuracak” ve yunan esintili yaz şarkısı “Bir Anda Sevmiştim”i sayabilirim.
Bu albümün başarısında ve şarkıcının bugüne kadar taşıyacağı “giderli şarkıların kraliçesi” ünvanını almasında özel hayatını göz önünde yaşamasının payı olduğu aşikar. Zannediyorum ki, o zaman hırslanıp bu şarkıları söylemeye başlayarak bunca insanın derdini dillendirmese, insanlar (bilhassa genç kızlar ve geyler) onunla bu kadar özdeşleşmese ve işine bu kadar asılarak çok çalışmasa bugünkü yerinde asla olamazdı. İşin tuhaf tarafı, Demet Akalın’ın özel hayatındaki iniş çıkış kolay kolay bitmeyecekti ama bu hem komik hem de güçlü kadın tüm bu süre boyunca yaşadıklarını giderli şarkılarına, şarkıları da “o adamlar”a afiyetle yedirecekti.
“Banane”nin başarısı yapımcısını (Seyhan Müzik’in patronu Bülent Seyhan) harekete geçirdi ve iki sene sonra iki cdlik albüm “Kusursuz 19” görücüye çıktı. Albüm isminin iddia ettiği kadar kusursuz değildi elbette. Ancak Demet kendinden bekleneni fazlasıyla veriyor, albüm sahip olduğu soundla (Ersay Üner ve Erhan Bayrak başta olmak üzere birçok besteci ve aranjör bu albüm için çalışmıştı) o dönem çıkan pop albümlerinin bir adım önüne geçiyordu. Birçoklarına göre gelmiş geçmiş en iyi Demet Akalın şarkısı “Afedersin” ile çıkışını yapan albüm, “Mantık Evliliği” (Soner Sarıkabadayı) gibi bir başka büyük hit daha taşıyordu. O yazın en çok dinlenen ve satan albümlerinden biri olan “Kusursuz 19”un arkasından tam 1 yıl sonra “Tatil” isimli tekli geldi. Volga Tamöz’ün düzenlediği bu Ersay şarkısı da yine herkes tarafından ilgiyle karşılandı ve “Demet Akalın şarkı yapmadan yaz geldiğini anlamıyoruz” deyiminin çıkışına sebep oldu.
Bu süre zarfında belki modellik geçmişinden belki de ilk dönemlerinde kendi şarkıcılığı konusunda oldukça mütevazi ve gerçekçi yaklaşımı nedeniyle “Demet Akalın dinleme” fikrine karşı oluşan negatif tavır kırılmaya başladı. Evet, Akalın olağanüstü bir şarkıcı olduğunu iddia etmiyordu ama arka arkaya çıkardığı şarkılar bağrış çağrış söylenirken onun pop müzik piyasasındaki ağırlığını reddetmek nereye kadar mümkün olacaktı?
2008’de patlayan elektronik-dans akımına uygun şekilde isimlendirilen “Dans Et” ise diskografisinin en harika albümü olmamakla beraber o zamana kadarki en iyi şarkısını barındırmaktaydı: “Mucize”. Ancak bu albümü yürüten mucize Gülben Ergen tarafından reddedilen Ersay Üner tekerlemesi “Bebek” oldu. Demet Akalın albümlerinin tipik özelliklerinden modern pop-dans şarkılarının yanında servis edilen neredeyse arabeske dokunan düşük tempoluların varlıklarını iyice hissettirdiği bu albümden sonraki(aradaki “Toz Pembe” teklisi ile 2009 yazı boş geçirilmedi elbette) 2010 tarihli “Zirve” için ise Demet bir ilginçlik yaparak albüm sıralamasında düşük tempoluları dans şarkılarından ayırdı. Bu belki de akıllıca bir hamleydi, çünkü bu albümü 2 farklı albüm gibi dinlemek mümkündü. Erhan Bayrak’ın en modern aranjelerini (bkz.”Pasta”) yaptığı albümde dikkati en çok çekenler Tan’ın bestesi olan “Çanta”, ilk “gidersiz” Demet hiti “Evli, Mutlu, Çocuklu” ve Erdem Kınay’ın mükemmel dans marşı “Olacak Olacak” oldu.
“Zirve”de hevesimizi bir parça kursağımızda bırakan Demet yine hemen bir yıl sonra “Aşk” isimli mini albümü yayınladı. Ersay Üner’siz albümdeki ikinci gidersiz hit denemesi “Aşk” başarısız olurken “Evli, Mutlu, Çocuklu” bestecisi Ceyhun Çelikten’in elinden çıkma “Sabıka” ile “Deliyim” coverı yüzünü güldürdü. Ama Demet (daha doğrusu Erdem Kınay) en iyisini 2012 ilkbaharına saklamışlardı.
Erdem Kınay’ın “Proje” albümünde hangisinin hala daha iyi olduğu konusunda kararsız kaldığım “Rota” ve “Emanet” isimli şarkıları seslendiren Demet artık kesin olarak rüştünü ispatlıyordu. İkisi de çok sağlam olan besteler, Erdem Kınay’ın alametifarikası katmanlı aranjeleri ile kulağı hemen yakalıyordu ve Akalın kendisini en iyi gösterdiği söz temaları ile en başarılı vokal performansını veriyordu. (Kendisinin kariyeri ile ilgili en büyük temennilerimden biri Erdem Kınay ile olan müzikal ortaklığını asla bitirmemesidir).
Bu ortaklığın ara vermiş olduğu albüm “Giderli 16”da öncekilerden farklı olarak düşük tempolu ve asap bozucu bir şarkı olan “Yılan” ile çıkış yapan şarkıcı, muhtemelen Türkçe pop klasikleri arasına girecek kadar iyi olan “Türkan” ve albümün isim şarkısını eş zamanlı patlatarak bir kez daha zirveye çıktı. Albümün kalanında ise ilk defa çalıştığı bestecilerden Sinan Akçıl’ın “Ne Büyük Aşk” ile Altan Çetin’in “Lades”i; Ersay Üner’in son derece basit ama etkili “Sepet” ve albümün en iyi şarkılarından “Kalbindeki İmza”nın bir parça gölgesinde kaldılar. Şarkılarını pek sevmediğim Gökhan Özen nedeniyle “Yıkıl Karşımdan”dan uzak duran ben “Son Sözüm Aşk” ve “Ah Sevgilim” gibi düşük tempoluları dinlemeyi tercih ettim.
Bu albüm ertesinde anne olan Akalın’ın mucizevi bir şekilde doğumdan 2 ay sonra kendi doğum günü olan 23 Nisan’da çıkardığı “Rekor” ise 1 değil tam 3 Gökhan Özen ortaklığı barındırıyordu. Bu işlerden “İlahi Adalet” çıkış için seçildi ve Erdem Kınay’ın dinleyeni son derece gaza getiren aranjesi ile şarkı çok tuttu. Zaten “adaletin yerini bulması ve bu şekilde iç yağların erimesi” teması şarkıcıya çok yakıştığı için dinleyiciler bu tür şarkıları marş şeklinde Akalın’la beraber söylemekten hep keyif aldı. Benzer şekilde “Giderli Şarkılar” ekibi Gökhan Şahin ve Emrah Karaduman’dan çıkma “Rekor” da popüler olurken, albümün en enteresan ve sevimli şarkısı olan Cansu Kurtçu-Fettah Can ortak bestesi “Koltuk” (korkunç videosuna rağmen) albümün ikinci patlamasına neden oldu. “Nefsi Müdafaa” ve “Yeminim Var” isimli diğer Gökhan Özen şarkılarını kliplendirmeyi de ihmal etmeyen şarkıcının esas üstünde durması gereken şarkılar ise Ersay Üner ve Erdem Kınay’la kotarılan “Kötü Kalp” ve uzun zamandır söylediği en güzel düşük tempolu “Ödeştik” olmalıydı ama olmadı. Bir de, Akalın’ın aslında ne kadar sağlam bir arabesk yorumcusu olduğunu (Orhan Gencebay albümündeki “Farkında mısın”dan çok daha iyi) gösterdiği “Vur Gitsin Beni” vardı ama bu şarkı zaten kendi kitlesine kısa sürede ulaştı.
“Banane” albümünden beri çalıştığı Seyhan Müzik ile yollarını ayırarak DMC’ye geçen ve hiç hız kaybetmeden bu ay çıkaracağı 9.solo albümü “Pırlanta” için çalışmaya başlayan Akalın’ın “yeni şirket, yeni nefes” ilhamıyla bize hazırladığı sürprizlerini merak ediyoruz.
Bizler her daim ayakları yere basan, “seveceğim, gezeceğim” ya da “sevgilimi koluma takarım, Bebek’te 3-5 tur atarım” diyen güçlü ve özgür kadınları sevdik. Demet “yasak aşkın kollarına düşmemeyi” dilediği ilk şarkısından beri kendi gücünü şarkıları ile bulaştıran, kırık kalplere merhem olan ve daha önemlisi o kalpleri dans pistine atan bir arkadaş oldu. Kendini çok fazla ciddiye almayan ve kendiyle dalga geçebilen tavrıyla kasım kasım kasılan “star”ların devrini kapattı. Kim olduğuyla tümüyle barışık ve neşesinden ödün vermeyen bu güzel kadının LGBTİ için ikon olması zaten kaçınılmaz bir gerçekti.
Bugün evli, mutlu, çocuklu olan ama “gider”inden hiçbir şey kaybetmeyen “Giderli şarkıların kraliçesi” pop müziğin en acımasız kuralına harfi harfine uyarak hiç durmadan yeni hitler bulmak için çalışıyor ve onlara hakkını veriyor. Neredeyse 20 yıllık bu müthiş istikrarın karşılığı twitterda 5, instagramda 2.5 milyona yakın takipçi olmuş, çok mu?
Dinlenilmesi gereken 10 Demet Akalın şarkısı: Sebebim, Bittim, Aşkın Açamadığı Kapı, Afedersin, İyi Dinle, Mucize, Olacak Olacak, Rota, Türkan, Ödeştik
Haziran-Onur Haftası Özel sayımızı aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz.