Demet Akalın, müziğe başladığı 1996 yılından beri, yani neredeyse 20 yıldır Türkçe Pop Müziği’ne şekil veren en önemli isimlerden biri oldu. Gey barlarda şarkılarını en çok söylediğimiz ve o şarkılarla sevgililerimize gider yaptığımız en büyük isimlerden ve bizce Türkiye’deki en büyük gey ikonlardan biri.
Zaman zaman bu konuda sessiz kalmasıyla da eleştirilen Demet Akalın, LGBT hakları konusunda ilk kez bu kadar açık ve net konuştu…
Röportaj: Murat Renay & Onur Özışık
Bu röportaj GZONE DERGİ Haziran 2015 sayısında yayınlanmıştır
Sizi, müzik kariyerinizin başında şarkı söylemeye hevesli bir manken olarak gördükleri dönemler de oldu. Ancak siz hiç durmadan çalıştınız ve tırnaklarınızla kazıyarak adınızı Türkçe pop müzik tarihine altın harflerle yazdırdınız. Bunun sırrı ne oldu? Eminiz ki sadece “hit şarkılar” seçerek Demet Akalın olmadınız. Neyi doğru yaptınız veya neyi yapmaktan kaçınarak Demet Akalın adını bugünlere taşıdınız?
Öncelikle yaptığım meslekten yani mankenlikten hiçbir zaman sıkıntı duymadığımı belirtmek isterim. Tabii ki hit şarkıları yakalamak o bana Allah’ın bir lütfu. Her zaman söylüyorum burnum iyi koku alıyor, güzel şarkıları seçiyorum diye ama elbette çok çalışmakla da alakası var. Ben bütün albümlerimde hep evde oturup kartonet bana gelsin, yazı fontu nasıl olmuş vb bakayım demiyorum. Grafikerle de sabahlara kadar oturup “bu böyle olsun şu şöyle olsun” diye biraz titiz çalışıyorum, matbaasına da gidiyorum. Ha bazen tıkandığım yerler oluyor çünkü her şeyi de bilmek zorunda da değilim. Bazen o moda da giriyorum. Her şeyi biliyor olmak da kötü. Her şeyden anlayamazsın yani. Aranjörün başında durup da “ay şu sesi çıkartalım, bu sesi koy” demeye başlıyorsun bir süre sonra. Ha bu nasıl oluyor, ilk çıkardığım albümde “Sebebim” şarkısı vardı. 1996 yılıydı. E ben iki akşam önce sahneye çıktım, hala bu şarkı isteniyorsa demek ki ben bazı şeyleri doğru yapmışım.
Neyi yanlış yapmışım dersen? İlk başlarda, şarkılarım tutmaya başladığında verdiğim ropörtajlarda “evet ben Ümmü Gülsüm değilim ama güzel bir ses rengim var. Güzel şarkılar yakalıyorum” demiştim. Ancak bunu şimdi yanlış buluyorum. Geçenlerde bunu Sezen Aksu da söyledi. “Bu dediğini asla kabul etmiyorum. Sen baya yorumcu gibi ciddi şekilde okuyorsun. Benim şarkılarımı da okumak ciddi bir performans ister”dedi. Onun yanında stüdyoya girdim şarkısını okudum. Camekanlı yerden beni içeriye çağırdı ve kollarını göstererek “Tüyler ayakta. Bunlar yalan söylemez işte” dedi. O benim için gurur kaynağı oldu tabi. Yıllar boyu hayalim Sezen Aksu’dan bir şarkı alıp okumaktı. Onun istediği şekilde ilk performansta okumak benim için ayrıca gurur verici oldu.
“GİDERLİ ŞARKILARIN KADINI OLARAK ANILMAK DELİ GİBİ HOŞUMA GİDİYOR”
Sizi o kadar çok “giderli” şarkılarla özdeşleştirdiler ki “Giderli 16” isimli bir albümünüz bile var. Bu şarkılar size mi tesadüf etti siz mi özellikle seçtiniz? Eski sevgiliye bir laf yapıştırma, kapak yapma şarkıları denince akla Demet Akalın’ın gelmesi hoşunuza gidiyor mu?
Deli gibi hoşuma gidiyor!
Ama ben sadece giderli şarkıların kadını değilim. Evlilikle ilgili yapılabilecek en güzel şarkıyı yaptım. Sahnelerde, kınalarda çalınıyor. İnsanların repertuarına girmiş bir şarkı. Onun için sadece giderli şarkıları kadını olmayı kabul etmiyorum ama bu olay kendi karakterimle, dobralığımla alakalı. Evet böyle şarkılar bana geliyor, o zaman böyle şarkıları tercih ediyorum. Geçen albümde Sinan Akçıl’dan neşeli bir şarkı okudum, bir Allah’ın kulu Twitter’dan yazmadı mesela. “Çok da mutluyum, aman her şey şahane” tadında şarkılar herhalde benim üzerime pek oturmuyor.
Herkesin yaptığı işler satışlar ortadayken ve çoğu zaman bir karşılaştırma veya benzetme gerekemezken neden illa ki bir rekabet ortamı yaratılıyor?
Basının da hoşuna gidiyor bu. Bir tek benim başıma gelmiyor. Diğer popçu arkadaşlarımın da başına geliyor. Ancak zaman geçtikçe büyüdükçe anlıyorsun insanların neler yapmak istediğini. Artık öyle şeylere çok takılmıyorum. İnsanların yaptıklarıyla ve yapacakları işler şarkılar ortada. Eskiden bunlara delirirdim ama artık sinirlenmiyorum. Sadece gülümsemek yeterli oluyor. Bu yüzden benim için sıkıntı yok ama ben zaten benimle çalışan arkadaşlarıma Demet Akalın’ın adı sizlere kapıları açıyorsa veya reklam arcı oluyorsa bunu sonuna kadar kullanabilirsiniz diyorum. Benim ismim onlara faydalı oluyorsa kullansınlar. Çünkü bu kavga haberlerinde benim adım daha büyük yazılıyor ve benim resmim daha büyük kullanılıyor. Ben olsam bundan hicap duyardım, o ayrı…
Rekabet sizi kamçılıyor mu? Yaptığı işleri kıskandığınız kadın veya erkek şarkıcılar var mı?
Yok. Dediğim gibi benim kıskandığım bir durum olmuyor. Genelde kıskanılan bir kadın olduğum için. Ancak şarkılarımla ilgili oluyordur .En başta şunu söylerdim : Afedersin o kadar büyük bir şarkı ki onun üzerine çıkamam, Bebek o kadar büyük bir şarkı ki onu geçemem, Evli,Mutlu, Çocuklu da öyle… Ama hepsinin üzerine çıkabildim. Ne bileyim “Türkan” çıktı sonra. “Türkan” son on yılda çıkan en güzel şarkılardan biriydi bence. Çünkü 7’den 70’e herkesi alabilen bir şarkı. Benim kendi yarışım hep kendi şarkılarımla. Yeni Pırlanta albümü de Kusursuz 19’a benzeyen içinde boş olmayan bir albüm. Diğer albümlerim de hep öyleydi ama içlerine çok şarkı koyuyordum ve hepsine klip çekemiyordum. Bu albümde daha az ve öz hitlerle, yeni plak şirketimde daha çok insana ulaşacağız.
“SON ALBÜMÜMDE GEYLERE ÖZEL BİR ŞARKI VAR”
Türkçe Pop Müziği’nde kadın star olmak mı erkek star olmak mı daha zor ve neden?
Ben hiçbir zorluğunu yaşamıyorum. Çünkü ben şu anda hayal bile edemeyeceğim bir yerdeyim. Küçükken, genç kızken hatta şarkı söylemeye başladığımda bile buralara geleceğimi hayal bile etmiyordum. Ama tabi şimdi erkek popçuların kitleleri, genç kızlar vb daha mı fazla dersen, “belki” derim ama ben konserlerimde bunun farkını görmüyorum. Çünkü ben kadınlara yönelik şarkılar yapmıyorum. Erkeklere ve kızlara hitap eden şarkılarım var. Hatta son albümümde geylere özel bir şarkı koydum, çok sevilecek hatta birçok şarkının önüne geçecek diye düşünüyorum. Şarkının adı “Günaydın Abla”
Biraz söyler misin sözlerini?
“Akşamdan kaldım, kafam bir dünya…” diye başlıyor…
Çok severek aldım bu şarkıyı ama hiçbir zaman “bu şarkıyı şu grup için söyleyeyim” diye bir düşüncem olmadı. İşin matematiğine girmiyorum. Öyle olduğu zaman bu işin ruhunun ve sihirinin gözden kaçacağını düşünüyorum. Ha arada, gözden kaçırdığım ve kulak arkası ettiğim şarkıların başkasında patlıyor, o zaman tırnaklarımı yemiyor değilim, elbette yiyorum.
Netice olarak kadın starlığı en güzel şekilde dibine kadar yaşıyorum. Benim için her şey güzel gidiyor. Beni sevenlerle, sevmeyenlerle –ki onlar bile beni sosyal medyada takip ediyor, sıkıntı yok- yaşıyorum. Ben beni sevmeyenleri bile kendi tarafıma çekmeyi başarabilmiş bir kadınım. Onun için birçok popçunun fan kulüplerinin başlarını takip ederim. Sonuçta çalışan 3-5 kişiyiz. Starlığımı da dibine kadar yaşıyorum ama evime döndüğümde en aşağıya indirmeye çalışıyorum ki hayattan zevk alabileyim. Yoksa bir yerlerde tıkanırsın. Böyle olmasa her ay her gün televizyon teklifi gelmez. Artık içinde müzik olan bir şeye evet diyeceğim. İçinde Acun Ilıcalı’nın olduğu bir şey olmalı. Onu çok başarılı buluyorum.
8 albüm, 2 single ve 2 maxi single ile her defasında dinlenme rekorları kıran Demet Akalın! Yeni albümünüz“Pırlanta”yı anlatır mısınız?
Aslızen, Ayla Çelik, Berkay, Bertan Aslanlı, Burak Berberoğlu, Cansu, Elif Nun, Fettah Can, Gökhan Özen, Gökhan Şahin, İrfan Özata, Nezih Üçler, Özhan Jan, Sezen Aksu, Sinan Akcil ve Soner Sarıkabadayı gibi müzik dünyasının birbirinden ünlü isimleriyle çalıştım. İçime çok sinen bir albüm oldu. Dinleyicimin de çok seveceğini düşünüyorum.
Diğer albümlerim gibi çok şarkı yok bu albümde on iki şarkılık bir albüm.Az ama hepsi hit olacak şarkıları seçtim.
Demet Akalın’ın eşcinsellerin en çok sevdiği şarkıcılardan biri olduğu ve bir gay ikon olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Sizce neden bir gey ikonusunuz? Eşcinseller kendilerini neden sizle özdeşleştiriyor ve sizi neden bu kadar seviyor olabilirler?
Çünkü onlar gibi düşünürüm. Bütün sanat hayatım boyunca tıkandığım zamanlarda ya da akıl danışacağım zaman onların görüşlerine çok önem veririm. Hem dışarıdan bakarlar hem de acımasızca eleştirirler –ki bence çok da doğrudur-. O yüzden onların fikirlerine önem veririm. Çok yakın arkadaşlarım da var. Benim için onlar cinsiyetsiz. O açıdan bakmıyorum ama onların yönlendirmeleriyle daha doğru adımlar atıyorum. Mesela “Evli,Mutlu, Çocuklu”yu ilk bir gey arkadaşımla dinlemiştik, “bunu al” dedi. “Saçmalama. Ben evli bile değilim. Gitsin Gülben Ergen okusun bunu” dedim. “Sana al diyorum” diye diretti. Şarkının bestecisi Ceyhun Çelikten’in evinden çıkmıştık, geri döndüm. Hiç de “evli mutlu” falan değil bekar ve her gece sokakta olan bir kızdım o zaman. Ama şarkı benim tüm kariyermi ve karizmamı değişti.
Ben şuna inanıyorum, o şarkı yazılıyor ve ben o şarkıların kaderini yaşıyorum sonra. Hani insan der ki şarkı yaptırırken “sevgilimden ayrıldım ona göre bir şarkı olsun” ya da “mutluyum bana bir şarkı yaz okuyayım” Bende öyle olmuyor, ben o şarkıların kaderini yaşıyorum mutlaka.
Eşcinsel evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz ? Türkiye’de mümkün görüyor musunuz?
Dünyanın bir çok yerine baktığın zaman eşcinsel evlilik kanunlarında var. Biraz önce de söyledim ben kimseyi öyle ayırmam. İnsan olarak bakıyorum. Evlilik müessessine de saygıyla bakıyorum. Çok dürüst söyleyeceğim: Türkiye için mümkün görünmüyor.
Sizce Müzikte eşcinsellerin etkisi nedir?
Yaratıcılık, bakış acısı, dünyayı takip etmek bunlar çok önemli. Onlar sevdiklerini sahiplenirler tutkuyla bağlıdırlar.Ben birçok şeye onların yön verdiğini düşünürüm. Onlar sevdikleri her şeye dikkat çekerler. Onlar çogunlukla trendleri belirlerler. Eğer onlar sizin müziğinizi seviyorlarsa doğru yoldasınız demektir.
Demet Akalın gibi bir ismin LGBT hakları için ülkemizde çok şey değiştirebileceğini düşünüyoruz. Homofobik hayranlarınıza mesajınız var mı?
Teşekkür ederim. Aralarda LGBT için bir şey istenirse elimden geleni yapıyorum. Keşke daha çok şey elimden gelse. Takipçimiz sevenimiz çok ama keşke bir şeyleri değiştirme gibi gücüm olsa. Bir parti kurun bende genel başkan olayım ve güçlerimizi birleştirelim. Bakın o zaman neler oluyor görün. Söyleyeceğim şey şudur : Herkesi önce insan olarak kabul etmek gerekir herkesin yaşamsal hakkına saygı göstermeyi unutmamak gerektiğini hatırlatırım.
Haziran-Onur Haftası Özel sayımızı aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz.