Yeşilçam döneminin vamp kadın oyuncusu Suzan Avcı, 1963 yapımı olan “İki Gemi Yanyana” filmindeki lezbiyen öpücük sahnesinden bahsetti.
Behzat Uygur’a röportaj veren döneminin ünlü oyuncusu Suzan Avcı’nın röportajında yer alan sinemada cesur olmakla ilgili sözleri şöyle:
Şimdiki dizi ve filmler için ‘cesur sahnelerden’ bahsediliyor. Gerçekten cesurlar mı?
Şimdikilerin neresi cesur Allah aşkına! Hepsi birbirinin aynısı, hepsi fabrikasyon. Asıl cesur olan bizlerdik.
Türk Sineması’nın ilk lezbiyen sahnesini de siz çektiniz…
Güzeldi, cesurdu ama halkımızın kaldıracağı bir şey değilmiş. Halk kaldıramayınca film kaldırıldı.
Hiç oynamadı mı?
İki kere oynadı. Genelev çalıştırıyordum o filmde. Dışarıdan geliyorum, “Özledin mi beni?” deyip sarılıyorum Sevda’ya (Nur). Sahne bu kadardı. Atıf (Yılmaz) Abi, “Öpüşün” dedi. Zaten sarılmıştık ama dudaktan öpüşün deyince bende sigortalar attı. Nasıl yapacağım? Yanağının dudağa yakın kısmından öptüm. O da yedi bunu, halk da. Ama sahne ters tepki yaptı ve kaldırıldı.
Şimdi olsa o sahnenin hakkını verir misiniz?
Veririm tabii. Böyle bir iş tekrar başıma geldi. Yılmaz Güney ile film çekiyoruz. Yılmaz’ın eşi Nebahat (Çehre) karşımızda oturuyor. “Nebahat orada, öpüşmeyelim” dedim Yılmaz’a. “Peki ağam” dedi bana. Sahneyi çekerken hapı yuttuk, beni öldürecek dedim. Sarıldık da sarıldık. Ben kendimi geri çektikçe o beni kendine çekti. Çok iyi yapmış diyorum şimdi. Neden karısı orada diye öpüşmeyeyim ki? Sonra tabii aştım bunları. Öpüştüm de, her haltı da yedim yani (Gülüyoruz).
Kadın sonra sinemada izleyecek zaten o sahneyi…
Sevdiğim, saygı gösterdiğim bir insandı Nebahat. Çok iyi dost olduk. Bana bir gün telefon açtı, ‘Aşk-ı Memnu’ dizisi için rol teklifi aldığını söyledi. “Oynayayım mı oynamamayım mı?” diye sordu. “Oyna” dedim, açıp bir teşekkür etmedi. Sonra benzettim ama onu telefonda. “Ne tuhaf kadınsın Nebahat, niye teşekkür etmedin” dedim. “Aradım, ulaşamadım” dedi.
Kaynak: Medyanın 50 Tonu