Muhtemelen 7-8 yıldır tanıdığım Boysan’la olan son konuşmam bundan 3 ay kadar önce ABD’den döndüğü ilk günlerde oldu. Derginin Sezen Aksu sayısı için LGBTİ dünyasında tanıdığımız isimlerden görüş alıyorduk. Boysan’dan da görüş istemiştik. Birkaç kez de hatırlatmama rağmen, muhtemel bir yoğunluk yüzünden o yazı gelmedi. Daha önce de Boysan’dan bir ropörtaj istemiştik ve onu da yapamamıştık. Ona sitem ederek “Boysan, kimleri kimleri ropörtaja ikna ediyoruz, tanıdığımız insanları edemiyoruz. Gidip büyük gazetelere konuşuyorsunuz bize konuşmuyorsunuz” demiştim.
Güzel bir insan olduğundan, bu sitemime cevaben gönlümü almaya çalışmıştı ama ne o ropörtaj ne de o yazıyı Boysan’dan alamadık.
Yazı ve ropörtaj yerine o kara haber geldi: Boysan ve yine LGBTİ hareketin ileri gelen başka bir ismi Zeliş Deniz trafik kazasında ölmüştü.
Trafik kazası?
Bu kadar basit, bu kadar sıradan bir ölüm hem Boysan’a hem de o anda arabada yanında olan ve benim sadece ismen tanıdığım Zeliş Deniz’e yakışmadı…
Bir cibilliyetsiz gazetenin onun için başlattığı ve hedef gösterdiği ağır karalama kampanyasına, bilmemkimin adamları tarafından belediye binasında darp edilmesine ve kısacık hayatı boyunca Türkiye’deki her LGBTİ bireyin yaşadığı onca sıkıntıyı yaşamasına rağmen davasından vazgeçmemişti Boysan, hiçbir koşulda da vazgeçmezdi. Hiçbir ölüm güzel değil elbet ama böyle hayat dolu bir insanın canını bir trafik kazasının alması çok ağırıma gitti.
Oturduğu yerden, klavye başından olaylara tepki veren biri de değildi o. Birçoğumuzun cesaret edemediği, kendini ortaya çıkaramadığı siyaset dünyasında bir şeyleri değiştirmek için aktif olarak çalışmış ve son birkaç yıldır da Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün özel kalem müdürlüğünü yapmaktaydı.
Taşları yerinden oynatan, bir şeyleri değiştiren, ön yargıları yıkmaya çalışan bir öncüydü. Türkiye’deki LGBTİ hareketinin, direnişin önderlerindendi. Hayata veda etmeseydi eminim onu ileride “Belediye Başkanı” olarak da görürdük. Onunla daha çok gurur duyardık…
Yeniden başımız sağolsun… Hoş, nasıl başımız sağ olur bilmiyorum, Facebook’taki bir arkadaşımın Boysan’ın ölümü üzerine yazdığı şu cümleden sonra : Başımız sağolsun diyeceğim ama başımız Boysan’dı zaten!