GZONE DERGİ Mayıs 2015 sayısının kapak konuğu Atiye, Gzone Genel Yayın Yönetmeni Onur Özışık’a çok özel açıklamalarda bulundu. İşte o söyleşinin tamamı:
Röportaj: Onur Özışık
Onu “Atiye Deniz” olarak tanıdığımız, ilk stüdyo albümü “Gözyaşlarım”ın çıktığı 2007’den beri hayatımızda olan Atiye, 22 Kasım 1988’de Almanya’nın Bremen şehrinde doğdu. Küçük yaşlarda piyano ve dans dersleri aldı. Hollanda’da CKE okulunda sanat eğitimi alan Atiye, Bremen’de şan derslerine devam etti. 2008’de kesin dönüş yaptığı Türkiye’de, ses eğitimini İzmir Devlet Opera ve Balesi Şan Pedagogu Bariton Aşkın Metiner ile sürdüren Atiye, çıkış şarkısı “Don’t Think” ile internette kısa zaman içerisinde popüler olmayı başardı. Bu şarkısıyla 2007 yılında düzenlenen Kral TV Video Müzik Ödülleri’nde “En İyi Çıkış Yapan Kadın Sanatçı” ödülünü alan Atiye, “Atiye”, “Budur”, “Bring Me Back” ve “Yangın Var” albümleri ile yükselen başarı grafiğine geçtiğimiz günlerde çıkan İngilizce tekli çalışması “Come To Me”yi ekledi.
Bitmeyen enerjisi, renkli kostümleri, ilgi çekici şarkılarıyla en sevdiğimiz şarkıcıların başında gelen ATİYE, mayıs ayının bahar enerjisine yakışır şekilde bu ayki konuğumuz oldu.
Yakın zamanda çıkardığın ‘’Come To Me’’ isimli İngilizce teklin ile gündemdesin. Bu projede David Anthony ile çalıştın. Bize bu birliktelikten bahseder misin? ABD’de bir tekli fikri nasıl gelişti?
Aslında planlı programlı bir şey değildi, çok doğal bir şekilde gelişti. Sonrasında ne olacak bilmiyorum ama bu beni çok heyecanlandırıyor. İlk defa Amerika’da bir şarkım piyasaya çıktı. Bu şarkıyı geçen sene Miami’de ve İstanbul’da kaydettik. Tüm dijital platformlarda satışa çıktı. Bu şarkıda Amerikalı prodüktör David Anthony ile çalıştık. Yine karışık bir tarz. Hem elektronik hem de oryantal ritimler var. Amerikalı müzik yazarları, blogerlar ve DJ’lerden cok guzel yorumlar aldık ve güzel tepkiler de gelmeye devam ediyor. Hatta ropörtajlar icin beni bu ay oraya bekliyorlar ancak Mayıs ayında Türkiye genelinde gerek üniversite gerekse belediye festivallerimiz olacağı için orası biraz bekleyecek
Özellikle gençlerin üzerinde fazlasıyla trendsetter gücün var. Mesela bir dönem Atiye tayltları gündemdeydi. Bu gücünü neye bağlıyorsun?
Tarzım, giydiklerim beğeniliyorsa ne mutlu bana. İlk olarak rahatlık benim için çok önemli. Özellikle sahne kıyafetlerim çok rahat olmalı çünkü sahne üstünde kaldığım süre boyunca sürekli hareket ediyorum. Dansçılarım kadar dans ediyorum, çok hareket ediyorum. Ama özel bir davete giderken daha şık giyinmeyi tercih ediyorum.
Adın fazlasıyla Eurovision ile anılıyor. Eurovision’a bakış açın nedir? Teklif gelirse kabul eder misin?
Eurovision çok sevdiğim ve her sene takip ettiğim bir yarışma. Ülkemizin tekrardan katılmasını diliyorum. Teklif bana gelirse tabi ki de değerlendiririm.
Müzikal kariyer geçmişine bir bakarsan sence seni başarıya götüren dönüm noktaların neler?
Bana göre dönüm noktam tek bir şarkı değil. Her şarkımla bir ilerleme kaydettim. Beni başarıya götüren yaptığım her iş sanırım. Her seferinde kendimi tekrarlamıyorum. Farklı tarzları denemeyi seviyorum. Başarılı olmamın sırrı şu; ne istediğimi çok iyi biliyorum, çok çalışıyorum ve çok disiplinliyim.
Modayla da fazlasıyla ilgili olduğunu biliyoruz, peki Atiye ileride kendi adını taşıyan ürünlerini geliştirmeyi düşünüyor mu? Bunlar ne gibi ürünler olurdu?
Şu ana kadar hiç böyle bir şey düşünmedim ama şimdi aklıma soktunuz :). Ben bir düşüneyim bu konu üstünde.
Ülkemizde LGBT bireyler tarafından en sevilen sanatçılar arasındasın, bunu neye bağlıyorsun?
Özel bir nedeni var mı bilmiyorum ama beni çok mutlu ediyor.
Sanatın LGBT bireyler üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyorsun? Sence neden LGBT bireyler sanatçılara bu kadar takıntılı ?
Sanat evrenseldir ve dil, ırk, din, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımı olmaz. Saf bir sanat olan “müzik” tam da bu noktada hiçbir ayrım olmaksızın her insanın duygularına, kalbine girmeyi başaran ve herkese ait olan bir sanattır. Bence sanat herkesin ve her şeyin üzerinde etkili, yapıcı ve birleştirici bir güç…
LGBT hayranlarınla ilişkilerin nasıl?
Sadece LGBT değil bütün hayranlarım tarafından sevilmek, takdir edilmek hoşuma gidiyor. Hayranlarımla buluşma noktam olan konserlerimde aynı şeyleri hissedip aynı enerjiyi paylaşıyoruz. İmza günlerimde de olabildiğince sohbet edip fotoğraf çektiriyoruz.
Dünya LGBT haklarını sanatçıların desteğiyle kabul etti. Sence LGBT hakları için ülkemizde sanatçılara ne gibi görevler düşüyor?
Her sanatçı bu desteğe kendisi karar vermeli. Özgürlükten yana olmak her sanatçının görevi diye düşünüyorum. Özgürlük olmadan sanat da olmaz.
İnsanlar genelde bilmediği şeylerden korkar ve korktuğu şeylerden de uzak dururlar. Keşke önyargılardan daha uzak olunsa! Bence her şeyin çözümü doğru iletişim, sevgi ve saygı.
İleride bir çocuğun olsa ve sana eşcinsel olduğunu açıklarsa tepkin ne olur?
Her anne çocuğunun mutlu olmasını istemeli ve mutlu olacağı yolda tam destek göstermeli diye düşünüyorum.
Sence jenerasyon değiştikçe ülkemizde özgürlükler adına neler değişiyor?
Yeni jenerasyon sanırım daha bilinçli, daha ne istediğini bilen ve inandığının peşinden giden, daha özgür.
Mayıs sayımızı aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz.