2000’ler Türkçe popuna damga vuran Gülşen’in tanınması 90’ların oldukça ses getiren imaj çalışmalarından (abajur kız, kamyonetteki kız, pijamalı kız) biri ve tekerleme gibi sözleriyle beyne yapışan “Be Adam” sayesinde oldu. Devamında gelen ve bugün pop-arabesk klasiklerinden biri haline gelmiş “Gel Çarem” ise yarattığı etki ve dramatik videosu ile Gülşen’in uzun süre piyasada olacağının ilk sinyalini verdi.
Bu ilk albümün 90’lar müzik piyasasında başarıya ulaşmasının ardından benim çok iyi takip etmediğim ve kendisinden bekleneni vermediğini düşündüğüm, döneminin sansasyonel plak şirketi Prestij imzalı ikinci ve üçüncü albümleri geldi. 1999 tarihli ikinci albüm “Erkeksen” şarkıcının birçok bestesini içermesine rağmen akıllarda en çok kalan şarkının Cici Kızlar coverı “Delisin” olması bunun bir ispatı zaten. Görece daha iyi bir albüm olan “Şimdi” ise Sezen Aksu’nun daha sonradan “Hükümsüz” ismiyle söylediği “Dünya Yıkılsa”, “İhanet” ve “Kimselere Güvenmiyorum” gibi küçük çaplı hitleri içeriyordu. Ama ne olduysa, Erol Köse’nin Gülşen’de bizim o zamana kadar göremediğimiz potansiyeli ortaya çıkardığı “Of Of” ve “Yurtta Aşk Cihanda Aşk” albümleri ile oldu.
amanla daha bariz hale gelen (daha doğrusu bize gösterilen) şarkı söyleyip dans ederken nasıl durup, nasıl bakacağını bilen bu kendinden emin, seksi kadın görüntüsü dinleyicinin Gülşen’e “pijamalı kız”ın tam tersi bir açıdan bakmasını sağladı. Kendisi gibi ufak tefek Kylie Minogue’u andıran bu “sex-kitten” imajı Gülşen’in üstünde sakil durmadı ve hedef tuttu. Gülşen hızla hayran kazanmaya başladı.
Köse ve ekibi bu iki albüm için çok çalıştı, Gülşen de bombalarını (“Of Of”, “Sarışınım”, “Nazar Değmesin”, “Sakıncalı”, “Ya Tutarsa”, “Yurtta Aşk Cihanda Aşk”, “Canın Sağ olsun”, “Bu Gece”, “Film” ve kliplenmemiş birçokları daha) arka arkaya patlattı.
İki albümün söz yazarı ve besteci kadrosundaki Nazan Öncel, Altan Çetin, Halil Koçak gibi isimler Gülşen’in kendi yazdığı Akdenizli, hafif arabesk, ihtiraslı ve dobra sözlü şarkılara mükemmel destek olan şarkılar çıkardılar. İlk albümde Öncel’in “Of Of”u ile coşan herkes Gülşen bestesi “Nazar Değmesin” ile ağlarken; ikincisinde Çetin ve Koçak, ayrı ayrı, şarkıcının konserlerinde en coşulan şarkılarından ikisine (“Ya Tutarsa” ve “Yurtta Aşk Cihanda Aşk”) imzalarını atmışlardı. Gülşen de hem enerjisi ile hem de kimseye benzemeyen sesi ve yorumuyla tüm şarkıların ardından başarıyla kalktı ve gözünü popun zirvesine dikti.
Gülşen’in kozu çoktu aslına bakarsanız. Başkalarının şarkılarına hakkını vermesi bir yana, en önemlisi kendi şarkılarını kendisi yazabiliyordu ve bu şarkıların kesinlikle birer Gülşen şarkısı olduğu hissediliyordu (ya da bunu dinleyiciye o kadar iyi geçiriyordu).
Ancak, biz onun devler kategorisine doğru gideceğini düşünürken Erol Köse ayrılığı ile Gülşen muğlak bir döneme girdi. Ercan Saatçi ile yaptığı “Ama Bir Farkla” albümü ile aynı zamanda Köse’nin Gülşen’in eski kayıtlarından kotardığı korsan bir albüm çıkmıştı. Gülşen’in isim hakları saçmalığı nedeniyle “Gulshen” olarak anılmasından sonra yaşadığı bir başka kariyer kriziydi bu. Maalesef ki bu kriz o albümdeki “E Bilemem Artık”, “Muhtelif Zamanlarda”, “Detay” ve videosunda Erol Köse’den tatlı tatlı intikam aldığı “Kara Böcükler” gibi eğlenceli şarkıların hak ettikleri ilgiyi görememelerine neden oldu. Bu süreçte ise Gülşen’le ilgili bilhassa bir konuda değişim dikkat çekiyordu; görüntüsü.
Gülşen belki müzikal olarak olmasa da görsel olarak modernleşiyordu, en azından yurtdışından defileler izlediği ya da moda dergilerini karıştırdığı kesinlikle belliydi. Kariyerinde randıman alan (ya da almaya çalışan) bir şarkıcı olarak ihtiyacı olan tek şey kalmıştı, şarkılarını uçuracak bir aranjörle sağlam bir müzikal ortaklık. Bu konuda da şansı son derece yaver gitti ve ona ihtiyacı olan gücü Ozan Çolakoğlu verdi. Kariyerinin o güne kadarki en başarılı albümü “Önsöz” büyük bir patlama yaptı. Albüm iyi pazarlandı, Türkiye’de izleyicinin pek sevdiği Nihat Odabaşı videoları bu kez Gülşen için çekildi; Lady Gaga, Marilyn Monroe, Kylie Minogue referansları havada uçuşurken şarkılar birer bombaydı. Albüm çıkışı için kullanılan “Bi’An Gel” oryantal-popun demirbaşı olabilecek (Tarkan ve belki Natacha Atlas’ı kıskançlıktan çıldırtacak, Hadise’ye ise “Superman” bombası olarak geri dönecek) kadar iyi bir şarkıydı, ardından gelen “Ezberbozan” ise Gülşen’in çok iyi bildiği sular olan latin-popta geziyordu ve albümün en büyük hiti olmuştu. “Önsöz”, “Dillere Düşeceğiz Seninle” ve radyoların çok sevdiği diğer şarkılarla (benim favorilerim “Arkadaş Kalalım” ve damardan “Hükmen Mağlup”) albüm yükseldi ve Gülşen’i popun prensesi yaptı.
Bu albümün üstüne Gülşen’in ne yapacağı merakla beklenirken “Yeni Biri + Sözde Ayrılık + Seyre Dursun Aşk combosu” adını verebileceğimiz bombardıman dönemi geldi. (Bu dönem aynı zamanda Gülşen’in magazin muhabirlerinin “Tarkan ve Ajda Pekkan ile aynı sahneye çıkıyorsunuz, ne hissediyorsunuz?” sorusuna “Arkadaşlar bir de onlara sorun bakalım benimle aynı sahneye çıkma konusunda ne hissediyorlar” cevabını yaıştırdığı çok sevdiğim bir dönemdir.)
1 yıllık sessizlik sonrası, son derece uygun şekilde isimlendirdiği “Beni Durdursan mı?” ile dönüşünü yapan Gülşen’in elinde kafadan en az 5 hiti ve kafasında (tanrıya şükür) kahverengi saçları vardı. Daha önce dinlediğimiz hiçbir şeye benzemeyen Karadeniz esintili çıkış şarkısı “Yatcaz Kalkcaz Ordayım”, “Ezberbozan”ın başarısını katlamaya gelmiş “Kardan Adam”, Sibel Can’a gitmediğine inanamadığım “Kendine Müslüman”, Seyre Dursun Aşk Bölüm 2 – “Saklandım İzlerinde” ve Yıldız Tilbe’ye selam çakılan hiperaktif “Irgalamaz Beni” başta olmak üzere tüm şarkılar %100 Gülşen – Çolakoğlu ürünüydü.
“Beni Durdursan mı?”dan 3 videodan fazla yararlanmak istemeyen Gülşen, kısa bir aradan sonra bir diğer Çolakoğlu yolcusu Murat Boz ile birlikte “İltimas”ı yayınladı. Gülşen’in yazdığı “İltimas” iki yorumcusunun da ateşinden ve son derece ateşli videosundan (sanıyorum ilk kez eli yüzü düzgün iki pop yıldızımız bir videoda adam akıllı bir aşk yaşadı) aldığı güçle 2014 yazına damgasını vurdu.
Bu yaz içinse bu satırları yazarken kulağımda çalan yeni albüm “Bangır Bangır” var. Bu albümde de Ozan Çolakoğlu’nun Gülşen şarkılarına uyguladığı formüller ufak değişiklikler ile devam ediyor. Temposu 5. şarkıdan önce düşmeyen bangır bangır bir albüm hakikaten bu. İmajı ve videosu ile ilk günden itibaren tartışmalara sebep olan albümün isim ve çıkış şarkısı, aynı “Yatcaz Kalkcaz Ordayım” gibi farklı bir sound yaratmak amacıyla yapılmış bir iş. Sonuç önceki kadar orijinal değil belki (kemençe > kaşık) ama kitleleri etki altına alma hızı çok daha yüksek (zaten Metin Arolat’ın yönettiği videonun da öyle bir gücü var). Bu arada yakın zamanda Kayahan albümünde seslendirdiği “Emrin Olur”da sesinin tizlerini göstermekten çekinmeyen Gülşen, bu şarkıda da bol bol pes tonlarda geziyor – ki şarkıcının kariyerinin bu aşamasında bu özgüveni göstermesi mutluluk verici.
Albümün kalanında ise Çolakoğlu’nun kusursuz kullandığı Eurodance tarzı ile yükselen “Bir Fırt Çek” ve “Büyük Hatırın Var” kulüplerin baş tacı olacakken, “Bangır Bangır”ın egzotikliğini devam ettiren “Dan Dan” ile düşük tempolular “Yıkım Kararı” ve “En Sevdiğim Yanlışım” radyolarda bir dolu çalacak diye düşünüyorum. Favorilerim ise “Seyre Dursun Aşk” geleneğinden gelen “Kara Liste” ve kapanıştaki dingin “Can Yeleği” oldu.
Söz yazarlığındaki kabiliyetinin Gülşen’in başarısındaki en büyük payda olduğunu kabul etmek gerek. Bilhassa günlük hayatta çok kullandığımız ama şarkılara pek bulaşmamış kelimeleri bulmakta üzerine yok kendisinin. Bestecilik ve yorumculuk açısından da günümüz pop standartlarının üzerinde olan Gülşen ile ilgili esas dikkat çekmek istediğim ses aralığından çok şarkı söyleyiş şekli aslında. “Of Of”un kömür gibi yanan kadınından “Kara Böcükler”in niyeti bozmuş ‘femme fatale’ine, “Yeni Biri”nin tekmeyi koyan yol göstericisinden “Hükmen Mağlup”un duaları kabul edilmemiş mağlubuna kadar her şarkısında karakterini yaşar Gülşen.
Özellikle son 10 yıldaki performansına bakarak Gülşen ile ilgili her şeyin hem kendisi hem de ekibi tarafından dikkatle kotarıldığını görmek, duymak ve hissetmek zor değil. Şarkılarını nasıl söyleyeceğinden videolarında nasıl görüneceğine kadar her şey için kafa yoran, itina eden, kendini tastamam bir pop projesi (iyi anlamda) gibi görerek ve dinleyicisini mutlu etmeye çalışarak yaşayan bir yıldız Gülşen. Diğer şarkıcıların kariyerlerine verdiği şarkılar ile taze kan sağlayarak yaptığı kıyakları da unutmamak gerek.
Dinlenilmesi gereken 10 Gülşen şarkısı: Gel Çarem, Of Of, Sakıncalı, Yurtta Aşk Cihanda Aşk, En Şahanesinden, Bi’ An Gel, Hükmen Mağlup, Seyre Dursun Aşk, Kardan Adam, Bangır Bangır
İşte Mert Bell’in hazırladığı Gülşen Spotify listesine ulaşmak için buraya tıklayın